KANSERE KARŞI BİLGİYLE BESLEN

Kanser, vücudumuzun temel yaşam ünitesi olan bir organ veya bir dokudaki hücrelerin çeşitli nedenlerle düzensiz olarak çoğalmasıyla ilerleyen bir hastalıktır. Kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemleri olmakla birlikte tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi koruyucu tedavi yöntemi kanserde de çok önemlidir.

Sigara, alkol tüketiminin aşırı olması, radyasyon, kimyasal ve pestisite maruziyet, yetersiz ve dengesiz beslenme kanserin nedenlerinden olmaktadır. Özellikle yetersiz meyve, sebze tüketimi, aşırı yağlı besin tüketimi, yetersiz posa tüketimi, yanlış pişirme yöntemleri ile pişirilen etlerin tüketimi gibi nedenler kanser riskini arttıran faktörlerdendir.

Karbonhidratlar başlıca enerji kaynağımızdır. Sebze, meyve, tam tahıllar, kurubaklagillerde karbonhidrat türü olan posa(lif) bulunmaktadır. Posanın düzenli ve yeterli olarak tüketimi özellikle rektum ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu olmaktadır. Bunun yanında şeker, çikolata, hamur işleri gibi lif içermeyen karbonhidratlar kanser gelişimi  için bir risk oluşturmaktadır.

Proteinler, yapım ve onarım için temel besin ögelerindendir. Hem hayvansal kaynaklardan hem bitkisel kaynaklardan yeterli miktarda alınmalıdır. Karbonhidrat ve sebzeler gibi bitkisel protein kaynakları az tüketildiğinde, özellikle kırmızı et gibi hayvansal protein kaynakları çok tüketildiğinde doymuş yağ tüketimi de fazla olmaktadır. Çünkü kırmızı etin doymuş yağ içeriği çok yüksektir. Bundan dolayı yağ içeriği yüksek et ve işlenmiş et tüketimi yerine alternatif protein kaynakları olan balık, tavuk, sağlıklı yöntemlerle pişirilerek tüketilmelidir.

Yağlar, vücudumuzun enerji deposu olup vücutta sentezlenemeyen elzem yağ asitlerinin vücuda alımı için gereklidir. Fakat ne tür yağ kaynaklarını tükettiğimiz çok önem taşımaktadır. Doymuş yağların tüketimi azaltılarak doymamış yağ tüketimi arttırılmalıdır. Özellikle omega 3, omega 6 ve omega 9 yağ asitlerini tüketmeliyiz. Omega 3; balık, semizotu, keten tohumu, ceviz gibi besinlerden sağladığımız sağlıklı bir yağ çeşididir. Özellikle kansere karşı beslenmede omega 3 çok önem taşımaktadır.

Beslenmemizde yer alan besin ögelerinin yanında pek çok besin karsinojenlerin oluşumunu engelleyen ya da bunların etkilerini yok eden antikarsinojenik ögelerin kaynağı olmaktadır. Brüksel lahanası, lahana ve karnabaharda aromatik izotiyosiyanatlar; turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler ve kuşburnunda askorbik asit; havuç, yeşil yapraklı sebzeler, yer elmasında karotenoidler; sıvı yağ, fındık, ceviz, kuşkonmazda alfa tokoferoller bulunmaktadır.

Kanser gibi ciddi bir hastalıkta da mutlaka bir hekimin önerdiği ve takip ettiği tedavi uygulanmasının yanında beslenme düzenimizde var olan yanlışları düzelterek hastalığın seyrini olumlu etkilemek mümkün olabilmektedir. Özellikle kanserden korunmak için yeterli ve dengeli beslenmenin yanında doğru pişirme yöntemleri uygulamaları sağlığımız için büyük önem taşımaktadır.

Share: